Ortodontik Tedaviler

Ortodonti; kapanış bozuklukları ve dişlerin çenelerdeki konumlarının nasıl oluştuğunu inceleyen, teşhis eden, bu bozuklukları oluşmadan önce önlemeye çalışan ve oluştuktan sonra tedavi eden bir diş hekimliği dalıdır. Çapraşık ve kötü konumlanmış dişleri temizlemek daha zor olduğu için, dişeti hastalıklarına yakalanma ve diş çürüğüne bağlı olarak dişlerin erken yaşta kaybedilmesi riski vardır. Ayrıca çene kaslarında fazla baskıya neden olarak; Temporomandibular eklemde (çene ekleminde) bozukluklara ve bunun sonucunda da çene ekleminde ve baş bölgesinde ağrılara neden olabilir. Çapraşık dişler, aynı zamanda estetik görünümü de kötü yönde etkilemekte bu durum kişinin sosyal hayatına ve psikolojik durumuna negatif olarak yansımaktadır. Ortodontik tedavi ile daha sağlıklı bir ağıza, daha etkileyici bir görünüme ve daha uzun süre ağzınızda kalacak dişlere sahip olabilirsiniz. Ortodontik tedavi; genel olarak braket adı verilen sabit tellerle ya da takılıp çıkartılabilen hareketli apareylerle yapılmaktadır.



Koruyucu Ortodontik Tedavi Nedir?

Tüm tıp dallarında olduğu gibi, ortodontide de temel prensip, bozukluğun oluşmamasıdır. Bu amaçla alınan tedbirlerin tamamına koruyucu ortodonti denir. Koruyucu ortodontik tedavilerin başlıcaları diş çürüklerinin önlenmesidir. Süt dişleri, arkalarından gelecek olan daimi dişlere yer tutucu olarak görev yaptıkları için çok önemlidir. Süt dişlerinin çürümemesi için, dişlerin sürmelerinden itibaren korunmaları gerekir.



Durdurucu Ortodontik Tedavi Nedir?

Durdurucu ortodontik tedaviler ise, oluşmakta olan bozukluğun, etkeninin ortadan kaldırılması yoluyla durdurulması esasına dayanır. Parmak emme, ağız solunumu gibi etkenleri ortadan kaldırmak, bu tip bir tedaviye örnektir.



Düzeltici Ortodontik Tedavi Nedir?

Ortaya çıkmış olan ortodontik bozuklukların, hareketli apareyler ya da braketler ile düzeltilmesi, düzeltici ortodontidir. Tüm ortodontik tedaviler bu sınıflamaya girerler.



Ortodontist / Ortodonti Uzmanı Kimdir?

Çapraşıklık ve kapanış bozuklukları gibi ortodontik sorunların tedavileri konusunda uzmanlaşmış olan diş hekimine ortodontist veya ortodonti uzmanı denilmektedir. 5 yıllık dişhekimliği öğrenimi sonrasında üniversitelerde verilen 4 senelik doktora veya uzmanlık programından mezun olmuş kişiler bu ünvanı hak etmektedir.



Ortodontik Tedaviye İhtiyacım Olduğunu Nasıl Anlayabilirim?

1- Dişlerinizde farkedilen konum bozuklukları veya çapraşıklık
2- Alt veya üst çenenizde gözle görülen ilerilik, gerilik, eğrilik veya yüzün diğer kesimleri ile bir uyumsuzluk varsa,
3- Gülümsemenizde sizi rahatsız eden bir durum varsa; mesela gülerken dişetleriniz aşırı gözüküyor veya ağız kenarlarında karanlık sahalar oluşuyorsa,
4- Çene ve diş ilişkileriniz yüzünden ısırma ve çiğneme problemi yaşıyorsanız,
5- Ağız solunumu yapıyor, parmak emiyor, tırnak yiyorsanız veya geçmişte bunun gibi bazı uzun süren kötü alışkanlıklarınız oldu ise,
6- Ağzınızı kapatmakta güçlük çekiyorsanız, dudaklarınız kapanışı sağlamaya yetmiyorsa,
7- Çene eklemlerinizden ses geliyor, çene kaslarınızda ağrı hissediyor veya çene kilitlenmeleri yaşıyorsanız, alt çeneniz sanki üst çenenizin içine hapsolmuşsa,
8- Dudak damak yarığı veya benzer bir sendromla doğmuşsanız,
9- Ailenizde ortodontik problem yaşamış veya dişlerini çok erken yaşta kaybetmiş bireyler varsa,
ölgeye doğru kaymaya başlamışsa,
11- Çapraşıklık sebebiyle dişlerinizi iyi temizleyemiyor ve bu nedenle dişeti problemleri yaşıyorsanız,
12- Dişlerinizin arasında geniş boşluklar varsa,
13- Diş hekiminiz kaplamanızı veya dolgunuzu yaparken dişinizin pozisyonundan kaynaklanan bir zorluk yaşıyorsa,
14- Erken süt dişi çekimi yapılmışsa,
15- Dilinizi ön dişlerinizin arasına sokarak yutkunuyor ve konuşuyorsanız, dişlerinizi sıktığınızda,alt ve üst kesici dişleriniz birbiri ile temas etmiyorsa,

bütün bunlar ortodontik tedaviye aday olabileceğinizin göstergesidir.



Ortodontik Sorunlarınızın Sebepleri Nelerdir

1. Ağızdan nefes alma:
Çocuklarda sık sık tekrar eden üst solunum yolu enfeksiyonları, burun tıkanıklıkları ve alerjiler gibi sorunlar sonucunda ağız solunumu alışkanlığının gelişmesi ortodontik bir sorundur. Normal şartlar altında solunum yapmak için burnumuzu kullanmaktayız. Çocukluktan itibaren devamlı olarak ağız solunumunun yapılması baş postürünün değişmesine ve iskeletsel gelişimin bozulmasına sebep olur. Uzun vadede üst çenede daralma, alt çenenin geride kalması vb gibi iskeletsel ve dişsel sorunlara yol açar. Bu sorunların engellenmesi için çocuklarımızı 4 yaşında KBB uzmanı bir doktora muayene ettirmeli ve varsa tedavileri yaptırılmalıdır.

2. Parmak emme:
Yeni doğmuş bir bebekte oldukça gelişmiş bir emme mekanizması vardır. Emme içgüdüsü tatmin edilmemiş bir bebek, bu ihtiyacını gidermek için bazı alışkanlıklar edinir. Anne sütü ile 9-18 ay beslenen çocuklarda çoğunlukla bu alışkanlık görülmez. Yapılan araştırmalar parmak emmenin yaşamın ilk birkaç haftasında açlığa bağlı olarak geliştiğini göstermiştir. Dişlerin sürmeye başladığı dönemde lokal iritasyonlardan doğan ağrı, parmak emme yoluyla giderilebileceğinden bu alışkanlığın dişlenmeye yardımcı olduğu düşünülebilir. Parmak emme yaşla azalır. Bu alışkanlığı devam ettiren çocukta, emilen parmağa ve sayısına göre etki alanında bulunan alt ve üst dişlerde yer değiştirmeler ve kapanış bozuklukları görülecektir.

3. Yalancı emzik:
Fizyolojik özellikleri olan bir emziğin 2 yaşına kadar emilmesi zararlı değildir. Hatta çocuğun parmak emme gibi kötü bir alışkanlık edinmesini önleme yönünden faydalıdır. Yalancı emzikler devamlı olarak kullanıldıkları zaman, etki alanları içindeki dokulara uzun süreli etki yapacağı için o bölgelerde düzensizlik ve çeşitli kapanış bozukluklarına sebep olmaktadır.

4. Yatış şekli:
Yatma şekli, genellikle alt çenenin pozisyonunu belirler. Bu da bize alt çenenin ortalama günde 8 saat hangi konumda olduğu hakkında işaret verir. Örneğin yüz üstü yatan bir çocuk ile sırt üstü yatan bir çocukta alt çenenin konumu farklıdır.

5. Diş sıkma, tırnak yeme, kalem ısırma, dudak ısırma gibi kötü alışkanlıklar:
Parmak emme, emzik ve biberon emme gibi alışkanlıklar dişlerde aralanmalara, çapraşıklıklara ve çenelerde düzensizliklere yol açabilirler. Biberon, en geç 3 yaşlarında bırakılmış olmalıdır. Bu yaşta oluşmuş olan ortodontik sorunlar, alışkanlıkların bırakılmasının ardından belli oranda düzelebilirler. Kendi kendine düzelmeyen sorunların tedavisi için, bir ortodonti uzmanının müdahalesi gerekli olabilir.

6. Dişeti problemlerine bağlı diş düzensizlikleri.

7. Süt dişlerinin erken kaybı.
Süt dişleri, sadece geçici olarak çiğneme fonksiyonunu yerine getirmekle kalmazlar, aynı zamanda iskelet sisteminin büyümesinde bir taslak olarak görev görüp, daimi dişler için rehber de oluşturmaktadırlar. Bu anlamda süt dişlerini, sürmelerinden itibaren korumalı, fırçalamalı ve kendi doğal süreçlerinde dökülmelerine kadar ağızda tutmalıyız. Bu dişlerin erken kaybı sonucunda çene kemiklerinin gelişimi de olumsuz etkilendiği için, daimi dişlerin sürmeleri gecikebilir ve düzensizlikler oluşabilir. Süt dişleri vaktinden önce düştü ya da çürük vb sebeplerle çekilmek zorunda kalındıysa, bu dişlerin yerlerinin korunması amacıyla yer tutucular yapılmalıdır. Süt dişlerindeki çürükler, çoğu zaman dikkate alınmaz. Aileler, bu dişlerin geçici olduğunu ve çekilmelerinde herhangi bir sorun olmayacağını düşünürler. Oysa ki süt dişleri, gelişmekte olan kemik yapısı için bir taslak görevi görmekte, aynı zamanda ileride sürecek olan daimi dişler için yer tutucu görevi görürler. Bunun yanında, çocuğun beslenmesi, konuşması gibi esas görevlerini de yaparlar.

8. 20 yaş dişlerinin öndeki dişleri sıkıştırmasına bağlı düzensizlikler.

9. Diş kaybına bağlı olarak meydana gelen düzensizlikler.

10. Hormonal düzensizlikler, sistemik hastalıklar.

11. Genetik faktörler:
Özellikle iskeletsel bozukluğu olan bireylerde soy geçmişte benzer bir anomalinin olup olmadığı önemlidir. Kalıtımsal diş eksiklikleri, alt ve üst çenelerdeki deformasyonlar, çapraşıklık problemleri kalıtımsal olarak çocuğa geçebilmektedir.

12. Beslenme bozuklukları:
Yeterli beslenemeyen çocuklarda, çene ve yüz yapısında hacimsel küçülme meydana gelecek ve normal hacimdeki dişler küçük çenelerde gerekli yeri bulamayacakları için çapraşıklıklar, dişlerde konum bozuklukları, hatta dişlerin gömük kalmaları gibi sorunlarla karşılaşılacaktır.



Neden Ortodontik Tedavi Yaptırmalıyım?

Ortodontik tedavi; sadece estetik bir işlem olmayıp, dişlerin kapanışını düzeltmekte ve dolayısıyla temizlenmelerini de kolaylaştırmaktadır. Düzgün dişlerle diş fırçalama ve diş ipi kullanımı rahat olduğundan ağız hijyeni düzgün bir şekilde sağlanır. Bu, dişetlerinin dişle birleştiği yerdeki bakterilerden kaynaklanan ve dişetlerine zarar veren gingivitis (dişeti iltihabı) gibi enfeksiyonların da ortaya çıkma riskini azaltır. Bazı hastaların üst ön dişleri aşırı derecede ileri çıkarak kapanış bozukluğu oluşturmaktadır. Bu dişler dışarıdan gelebilecek darbelere çok açıktır ve ortodontik tedavi ile bu dişlerin konumları değiştirilebilir. Ayrıca bu sorunu olanların çiğnemeleri de daha verimsizdir. Ciddi durumlarda ise besin parçalama zorlukları bile görülmektedir. Bu hataların düzeltilmesi yiyecekleri çiğnemeyi ve hazmetmeyi kolaylaştırır. Sindirim sisteminde problemler çıkmasını engeller. Üst ve alt çene düzgün kapanmayarak kapanış bozukluklarına neden olabilirler ve hatta bu kapanış bozuklukları konuşmayı etkileyebilmektedir. Dişler düzgün kapanmadığında, çene kaslarına aşırı baskı uygulanmakta, çene ve eklem sorunları görülebilmektedir. Kesici dişler bölgesinde görülen açıklık, arka grup dişlerimizin çiğneme kuvvetlerine daha fazla maruz kalmasına sebep olarak arka dişlerin çiğneyici yüzeylerinin aşınmasına sebep olabilmektedir.



Ortodontik Tedavi Yapılmazsa Neler Olabilir?

Hangi yaşta olursa olsun, tedavi edilmeyen ortodontik problem daha da kötüleşir. Zaman geçtikçe, çapraşıklık nedeniyle dişlerin yeterince temizlenememesi sonucu oluşan çürük ve diş eti hastalıkları, diş kayıplarına sebep olabilir. Bozuk kapanışlar dişlerin çiğneyici yüzeylerinin aşınmasına, çiğneme ve konuşmada zorluklara, destek kemik ve diş eti dokularının hasarına yol açabilmektedir. Kapanış bozuklukları çene ekleminde rahatsızlığa ve dolayısıyla baş, sırt ve omuz ağrılarına sebep olacak kadar ciddi boyutlara ulaşabilir. Düzgün sıralanmamış dişler estetik olarak istenmeyen bir görünüm oluşturduğundan hastalarda sosyal güvensizlik ve psikolojik problemlere de neden olabilmektedir.



Diş Telleri Acı Verir mi?

Diş telleri takıldıktan sonra birkaç gün rahatsızlık duymak normaldir. Dişleriniz sızlayabilir ve teller dil ve dudaklarınızı tahriş edebilir. Tahrişi önlemek için koruyucu mumlar (wax) kullanılablir. Çoğu rahatsızlık 1-2 haftaya geçmesine rağmen teller değişirken veya aktive edilirken yine hafif ağrı oluşabilir. Ağrıyı geçirmek için doktorunuzun tavsiye edeceği herhangi bir ağrı kesiciyi kullanabilirsiniz.



Ortodontik Tedavi Sırasında Nelere Dikkat Etmeli?

Tedavinin başladığı ilk günlerde, dişlerin üzerine yapıştırılan braketlerin ve tellerin yanakların ve dudakların iç yüzeylerinde tahriş yapması doğaldır. Ağız dokuları bu tarz yabancı maddelere çok kolay uyum sağlayacak ve sonraki günlerde bu sorun kalmayacaktır. Ortodontik tedavi sırasında diş temizliği çok önemlidir. Teller dişlerin bakımını kısmen zorlaştırsa da düzenli fırçalama halinde gerekli hijyen kolaylıkla sağlanabilir. Fırçalama sırasında özellikle dişetleri ile braketler arasındaki alanı iyi temizlemeye dikkat etmek gerekmektedir. Ortodontik tedavi görenler için özel olarak üretilmiş olan ortodontik fırçaların kullanılması önemlidir. İdeal diş fırçalama süresi ise 2-3 dakikadır. Fırçalamadan sonra braketlerin aralarında kalan alanlar da arayüz fırçası ile temizlenmelidir. Dişlerin ara yüzeylerinin temizlemesi için diş ipi kullanılmalıdır.

Tedavi sırasında özellikle aylık randevulardan sonra dişlerde hassasiyet ve hareket etme hissi olması doğaldır. Bu durumda telaşlanmamalı ve gerekli durumda doktordan bilgi alınmalıdır.

Sert gıdalar, braketlerinizi kopartabilir ve diş etlerinize hasar verebilir. Braketlerin kopması aynı zamanda tedaviyi de aksatacak, sık sık yaşanması durumunda tedavinin sonlandırılmasına bile sebep olacaktır. Bu sebeple tedavi sırasında çok sert besinler tüketilmemeli, meyveler soyulup dilimlendikten sonra arka dişlerle yenmeli, çekirdekli meyvelerin çekirdekleri çıkartılmalıdır.

Tedavi süresince dikkat edilmesi gerekenleri görmek için tıklayınız.



Ortodonti Tedavisinde Ağız Hijyeni Nasıl Sağlanmalıdır?

Diş Fırçalama

Yumuşak uçlu diş fırçası kullanılmalıdır. Yumuşak uçlar ara yüzeylere ve braket etrafına orta ve sert uçlardan daha rahat ulaşmakta ayrıca dişetlerini de rahatsız etmemektedir. Bazı markalar, özellikle ortodontik tedavi gören hastalar için diş fırçası üretmişleridir. Çift seviye olarak bilinen bu fırçalar kenarlarda daha uzun, ortalarda daha kısa kıllara sahiptir. Ayrıca dişleriniz üzerinde yer alan telleri zarar vermemek için orta sertlikte kullanım tavsiye edilir. Her yemek yenilmesinden sonra dişler fırçalanmalıdır. Dişler her sefer en az 2-3 dakika fırçalanmalıdır. Dişlerin ve diş tellerinin iç ve dış kısımlarını ve çiğneme alanlarını fırçalamak önemlidir.




Diş İpi

Ortodontik teller varken diş ipi kullanmak mümkün gözükmese de, yapılmak zorunluluğu vardır. Diş telleri ilk takıldığında, diş ipi kullanım teknikleri diş hekiminiz tarafından gösterilebilir. Eğer doğru yaptığınızdan emin değilseniz diş hekiminize danışabilirsiniz.








Fluoridli Diş Macunları ve Ağız Suları

Marka önemli olmamakla fluoridli diş macunu kullanımı önerilmektedir. Daha fazla fluorid için marketlerde satılan ağız sularını kullanabilirsiniz. Bu gargaralar ortodontik tedavi sırasında dişleri güçlendirecek ve koruyacak kadar fluorid içerirler. Eğer gerekli görülürse düzenli ziyaretlerinizde dişhekiminiz de jel şeklinde fluorid tedavisi yapabilir.






Yardımcı Araçlar

Arayüz Fırçaları
Oral İrrigatörler
Antibakteriyel gargaralar